Belek'te düzenlenen 16'ncı İç Hastalıkları Kongresi'ne katılan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler, Türkiye'deki her üç kişiden birinin hipertansiyonlu olduğunu açıkladı. Buna karşılık Türkiye'de tedavide başarının ise yüksek olmadığına da dikkati çeken Prof. Dr. Güler, bunun nedenlerini de anlattı. Hastaların tansiyonu ciddiye almadığını, 'Benim tansiyonum asabi', 'İlacımı başım ağrıyınca alıyorum', 'Babamda da vardı gibi' bahanelerle hastaların ilacı ihmal ettiğini belirten Prof. Dr. Güler, bunun da başarı oranını yüzde 54'lere düşürdüğünü açıkladı.

Türkiye'deki hipertansiyon hastalarının yüzde 46'sının patlamaya hazır bomba gibi yaşadığını iddia eden Prof. Dr. Kerim Güler, bazı hastaların ilaçtan ve ilacın yan etkilerinden de korktuğunu söyledi. "Oysaki ilacın yan etkisi, hipertansiyonun oluşturduklarının yanında devede kulak değil, devede tüy olarak kalır" diyen Prof. Dr. Güler, evde ölçülen tansiyonların haftalık ortalamasının 135'e 85'i geçmesi halinde yüksek tansiyondan söz edilebileceğini söyledi.

Hipertansiyonun bir damar hastalığı olduğunu anlatan Prof. Dr. Kerim Güler, risk faktörlerini görüp beraber tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Şeker hastalığının, şişmanlığın ve sigaranın riskleri artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Güler, çok basit yaşam tarzı değişikliğiyle bile bazen ilaç kullanmadan tansiyonun normale dönebileceğini açıkladı.

Yaşam tarzında tuzun önemli yerinin olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Güler, günlük tuz tüketiminde 6 gramın aşılmaması gerektiğini söyledi.

 

Editör: Haber Merkezi