TOBB başkan yardımcılığı, ATSO başkanlığı dahil 13'ün üzerinde önemli görevi bırakarak milletvekili aday adayı olan Çetin Osman Budak, 'Peki neden. Sen çılgın mısın' sorularıyla karşılaştığını belirterek, "Başarılı bir işadamıyım. Makamlarımız vardı, koltuğumuz da vardı. Mesele ne? Mesele memleket meselesi, ekonominin geldiği noktayı gördük" dedi.

Antalya Genç İşadamları Derneği'nin konuğu olan CHP Antalya Milletvekili Adayı Çetin Osman Budak, ülke ekonomisi ve neden siyaseti tercih ettiğini anlattı. Akra Barut Hotel'de düzenlenen toplantıda işadamlarına sivil toplumun öneminden bahseden Budak, sivil toplum örgütlerinin kaliteli demokrasinin kaleleri olduğunu söyledi. Gelişmiş ekonomilerde sivil toplum gücünün ortada olduğuna değinen Budak, "Sivil toplum örgütleri siyaset ile kol kola gider. Siyasetçinin başarısı sivil toplum örgütlerinin gücünden gelir. İktidarların başarısı sivil toplum örgütlerinin desteklerini arkalarına almaları ile ölçülür. Dünya böyledir" dedi. İşadamları örgütlerinin aslında bir güç odağı olduğunu belirten Budak, güç birlikte olunca çok daha yüksek ses getirdiği ve işadamları derneklerinin derlenip toparlanması gerektiğini söyledi.

 

ÖZEL SEKTÖR KALKINMANIN DİNAMOSU

Özel sektörün Türkiye'nin can damarları, kalkınmanın dinamosu olduğunu vurgulayan Budak, "Özel sektör ile sivil toplum dayanışması da bu dinamonun öncüleridir. Madem sivil toplum bu kadar güçlüydü ben neden siyasete girdim. Türkiye'de maalesef sivil toplum örgütleri gelişmiş toplumlardaki kadar değer görmüyor. Hangi sivil toplum örgütünde olursanız olun sorunlar ile ilgili sesinizi biraz yükseltirseniz, sadece bu dönemdeki hükümet için söylemiyorum, bundan önceki dönemlerde de öyleydi, ondan önce de öyleydi. Sivil toplum örgütünün çok fazla sesini çıkarmasını istemezler. Yanlışları ve eksikleri söylediğiniz zaman muhalefet olarak algılanıyorsa sizin konsantrasyonunuzu yok etmişlerdir. Cesaretinizi de kırmışlardır" dedi.

 

PARTİ SİYASETİ DEĞİL, ÜLKE SİYASETİ YAPTIK

'Ekonomide işler kötüye gidiyor' deyip bunu rakamlarla ortaya koyduğunda 'Siyaset yapıyorsunuz' diye itham edildiğini hatırlatan Budak, "Parti siyaseti yapmıyorduk, bütün partilere eşit mesafede duruyorduk, ama kent siyaseti yapıyorduk. Ülke siyaseti de yaptık ama asla parti siyaseti yapmadık. Her görüşten insan vardı benim yönetimimde. En son bu dönemde de her görüşte arkadaşım vardı. Ama istediğimiz tonda sesimizi yükseltemiyorduk. Talep ediyorduk. Biz talep makamıydık, çok da hırpalandığımızı söyleyebilirim" dedi.

 

MESELE MEMLEKET MESELESİ

'Bu ülkede parti siyaseti yapmak gerekiyor' diyerek siyasete adım attığını belirten Budak, 10 Şubat'ta bütün görevlerinden istifa ettiğini söyleyerek, onlarca önemli düzeyde makamı temsil ederken, istifa etmesi sonrası en çok karşısına çıkan 'Peki neden, sen çılgın mısın' sorusuna verdiği yanıtı anlattı. Budak, "Peki neden. Başarılı bir işadamıyım. Makamlarımız vardı, koltuğumuz da vardı. Sen çılgın mısın diye sordular. Mesele ne? Mesele memleket meselesi. Ekonominin geldiği noktayı gördük. Büyüme ile kalkınmayı hep karıştırıyoruz. Meksika dünyanın 10'uncu büyük ekonomisidir. İnsani gelişmişlik endekslerinde 189 ülke içindeki yeri kötüdür. Suudi Arabistan G20 ülkesidir. Fakat demokrasiden bahsedebilir misiniz? Biz farklı mıyız. Biz de farklı değiliz maalesef. Bunlar kalkınmayla tanımlayabileceğiz kısımları. Önemli olan büyümenin dışında kalkınmayı ve gelir adaletini sağlayabilmek" diye konuştu.

 

HÜKÜMET YENİLİKÇİLİĞİ YAPAMADI

12 yıldır iktidar olan hükümetin iyi şeyler de yaptığını, ama yenilikçiliği yapamadığını belirten Çetin Osman Budak, şöyle konuştu: "Hepiniz iş aleminin içindesiniz, sıkıntıları biliyorsunuz. Bizim için hem büyüme hem de kalkınma gerekli. 2008 son çeyrekteki o ciddi krizden itibaren büyüme rakamlarımız ortada. 2009 yılında yüzde 4,2 küçüldük. 2010 yılında yüzde 8 büyüdük. İstikrarsızlığa bakın. 2011 yılında tekrar yüzde 8 civarında büyüdük. 2012 ve 2013'te çakıldık, 2014'te çakıldık. 2015'te yüzde 4 büyüme hedeflenmişti ama bu yılki görüntü şu; Hiç birbirimizi kandırmayalım. Yüzde 2,5'tan fazla büyüyemeyeceğimizi Dünya Bankası ve benzeri kurumlar net olarak ortaya koydu. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmanın zamanı. 2002, 2003, 2004'ten 2014 yılına kadar dünyada ciddi bir para bolluğu oldu. Bizim gibi gelişmekte olan 20 kadar ülke de bizim kadar büyüdü. Bazıları yapısal reformlara çok önem verdi. Biz maalesef yapısal reformlarda, başta eğitim ve hukuk olmak üzere çok geç kaldık. Çok genç bir nüfusumuz var. Biz bu genç nüfusumuzdan faydalanamadık. Şimdi reform zamanı."

 

DENİZ BİTTİ

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, son derece değerli bir ekonomist olduğunu ve 10 gün önce 'Hukuk ve demokrasi geriliyorsa o ülkede büyüme ve kalkınma olmaz' şeklindeki sözlerini hatırlatan Budak, "Yüzde 100 altına imza atarım. Bunu ben daha önce defalarca söyledim. Eğer bir ülkede insanlar kendilerini güvende hissetmiyorsa tüketmezler, yatırım yapmazlar. Eğer insanlar geleceklerinden endişe ediyorsa harcamayı da unuturlar. Gelir adaleti bozulmuşsa o ülkede ciddi sıkıntılar vardır. Yeni bir şeyler söylemek gerekiyordur. Maalesef geldiğimiz nokta bu. Deniz bitti açık söyleyeyim" dedi.

 

ASIL SUÇLU GECİKMİŞ REFORMLAR

ABD'nin 'Ben parasal genişlemeyi artık durduruyorum. Ekonomim artık rayına giriyor' dediği andan itibaren türbülansa girdiğimizi belirten Budak, 2013 Mayıs ayı sonunda 'Ekim ayında 85 milyar dolarlık parasal genişlemeyi bitireceğim' dediğini ve Ekime gelinene kadar dövizin uçtuğunu hatırlattı. ABD'nin faizi yükselteceğini ve bizim faiz tartışmasına başladığımızı dile getiren Budak, "Birtakım suçlular aramaya başladık. Asıl suçlu bizim yapmadığımız reformlardır. Asıl suçlu Merkez Bankası değil bizim gecikmiş reformlarımızdı. Yetişmiş insan kaynaklarımızdı. OSB başkanımız Ali Bahar '10 bin lira veriyoruz nitelikli adam bulamıyoruz' dedi. Bunu hepiniz diyorsunuz aslında. Yetişmiş insanımız ülkede durmuyor. Çünkü artık sanayi yatırımları durma noktasına geldi" dedi.

 

BU ÜLKEDE SANAYİCİ OLMAK KAHRAMANLIKTIR

Teşvik rakamlarının da yüzde 65 gerilediğini belirten Budak, "Bu ülkede sanayici olmak, kahramanlıktır. Çünkü daha kolay para kazanılacak yerler vardır. AVM yapmak çok kolay. Yap AVM'yi ver kiraya, çok kolay. Zincir market geliştir, 3 bin, 4 bin şube aç. Ama girdiğin yeri de tahrip et. Şu an durum bu. 10-15 tane İstanbul müteahhidi her türlü ihaleyi alsın. Devamlı toprağa gömelim ama sanayiye teşvikleri sınırlı tutalım. Böyle bir dünya yok. Üretmeden tüketemezsin. Şu an durum bu. Artık deniz bitti, o parayı nereden bulacaksınız çok merak ediyorum. Yatırım yapmadan, üretim yapmadan ne kalkınma olur ne de büyüme olur" dedi.

 

TASARRUFUMUZ YOK

Yabancı sermayenin doğrudan giriş hızının inanılmaz düştüğünü de anımsatan Budak, "Geçen yıl 5,5 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi oldu Türkiye'ye. Ülkenin potansiyeli ortada. Türkiye tüketim alanlarının hepsine inanılmaz yakın mesafede. Bu ülkeye neden yatırım gelmiyor, bunu iyi düşünmeliyiz. Biz tasarrufu olan bir ülke değiliz. Bizim tasarrufumuz yok. Tükettikçe tasarruf edemiyoruz. Başka ülkelerin tasarruflarına ihtiyacımız var. Bunun olması için de insanlar önce sizin hukukunuza, demokrasinize güvenecekler. Akşamdan sabaha kanunlar değişirse o para size gelip yatırım yapmaz. O yüzden adalet ve hukuk sistemimiz ile demokrasimizi yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Reformlar yapmamız gerekiyor" diye konuştu.

 

ÇOCUKLARIM, GELECEĞİMİZ İÇİN

Bugün 2023'ü konuşmanın anlamı olmadığını söyleyen Budak, "Bugün önce ne olduğumuzu tespit edelim ondan sonra da gerekli reformları yaparız. Yeter ki kendimize inanalım, güvenelim. Bizde bu güç var. Biz şu an global dünyanın önemli oyuncusuyuz. Coğrafi konum olarak, iş gücü olarak çok iyi bir yerdeyiz. Çok genç bir nüfusumuz var. Sadece bize iradeli, bunları düşünen, tavrını kaliteli demokrasiden yana kullanan yeni iktidarlar lazım. Onun için ben kendimle ilgili soruları sordum ve cevapladım. Bir de yaşamak vardı. 'Gayet güzel de yaşardı' diyenlere bu cevabı veriyorum. Çocuklarım için, geleceğimiz için, torunlarım için" dedi.

 

Editör: Haber Merkezi