SAĞLIK Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi öğretim üyesi Dr. Ayşe Ayan, sabahları ve istirahat sonrası görülen bel ağrılarına dikkati çekerek, zamanında teşhis ve tedavi edilmeyen vakaların kalıcı kemik ve eklem hasarlarına neden olduğunu vurguladı.

Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi öğretim üyesi Dr. Ayşe Ayan, 5 Mayıs'ın Dünya Ankilozan Spondilit (AS) Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, halk arasında 'iltihaplı bel-omurga romatizması' olarak adlandırılan hastalığın yeterince tanınmadığını söyledi. Ankilozan spondilidinin, iltihaplı ve romatizmal bir omurga hastalığı olduğunu vurgulayan Dr. Ayan, "Bu nedenle bel ağrısına neden olur. Tüm omurlarda ve omuz, kalça, diz gibi büyük eklemlerde ağrı ve şişliğe de neden olabilir. Ancak ankilozan spondilit sadece eklemleri değil göz, akciğer, böbrek gibi iç organları da etkileyebilen sistemik bir hastalıktır" dedi.

Türkiye'de sık görülen ankilozan spondilidin, özellikle 45 yaş altı kişilerde ortaya çıktığına işaret eden Dr. Ayşe Ayan, birçok kişinin hayatının belirli dönemlerinde bel ağrısından yakındığını kaydetti. Ankilozan spondilit kaynaklı bel ağrısında özellikle istirahat sonrası bel ağrısı olduğunu vurgulayan Dr. Ayan, "Hasta sabahları bel ağrısı ile uyanır. Hatta gecenin ortasında bel ağrısı ile uyanıp yürüme ihtiyacı da hissedebilir. Sabahları belde ağrı ile birlikte tutukluk vardır. Belirli bir süre hareket sonrası bel ağrısı yakınması azalır ya da geçer. Bel ağrısı genellikle 3 aydan uzundur ve enflamatuar tiptedir. Mekanik bel ağrısı istirahatle rahatlarken hareket ve ayakta kalmakla artar. Burada ise tersine, bel ağrısında istirahatle artış olur. Genellikle 45 yaş altı gençlerde görülür. Sadece bel ağrısı değil tüm omurgada ve topuklarda ağrı olabilir. Topuk ağrısı özellikle sabahları olur" dedi.

Tedavisi yapılmadığı zaman hastalığın omurgada kalıcı bozulmalara yol açabileceğini vurgulayan Dr. Ayşe Ayan, "Omurgamızın hareket açıklığı, esnekliği azalır ve tutukluk olur. Kamburluk, belde öne doğru bükülme olabilir. Sadece omurgamızı değil, omuz, kalça, diz, ayak bilek gibi büyük eklemlerimizi de etkileyebilen bir hastalıktır. Aynı zamanda bağların, kasların kemiklere yapışma yerlerini de tutan bir hastalıktır. Bu nedenle topuk ağrısı, göğüs ağrısı olabilir. Sadece eklemleri değil göz, kalp, akciğer, böbrek gibi iç organlarımızı da tutabilir. Yetersiz tedavi omurgada kalıcı hasara neden olabilir" diye konuştu.

Dr. Ayşe Ayan, ankilozan spondilitin tedavisi mümkün bir hastalık olduğunu vurguladı. Tedavinin hasta eğitimi, rehabilitasyon ve ilaç tedavisi şeklinde üç koldan yapıldığına değinen Dr. Ayan, "Tedavide amaç hastanın ağrısını dindirmek ve yaşam kalitesini artırmak. Ancak beraberinde hastalığın yapısal hasar oluşturması da önlenmelidir. Yani tedavide amacımız ağrıları azaltırken hastalığa bağlı eklem hasarını ve organ tutulumunu önlemektir. Hastanın ideal kiloda olması ve bunu koruması, sigara içmemesi mutlaka söylenmelidir. Kilo fazlalığı ve sigara hastalık seyrini kötü yönde etkiler. Egzersiz yaşamlarının bir parçası olmalıdır. Eklem hareket açıklığını ve esnekliğini korumak için önemlidir" dedi.

Sabah tutukluğunun eşlik ettiği, üç aydan uzun süren bel ağrısı olan 45 yaş altındaki kişilere romatoloji uzmanına başvurmalarını öneren Dr. Ayşe Ayan şunları söyledi:"Ankilozan spondilit teşhisi kolay, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Ancak tanı gecikmesi gelişmiş ülkelerde bile beş ila dokuz yıl arasında değişmektedir. Bel ağrısı toplumda sık görülen bir durum olup geçiştirilmektedir. Eğer 45 yaş altında iseniz, sabahları olan bel ağrınız, sabah tutukluğunuz varsa, yataktan zor kalkıyorsanız, hareket ve egzersizle bel ağrısı ve tutukluğunuz rahatlıyorsa, bu şikayetleriniz en az üç aydır devam ediyorsa, ilgili hekime başvurunuz. Sadece bel ağrısı değil, boyun, sırt, topuk ve diz, omuz, kalça, ayak bilek gibi eklem ağrısı ve eklem şişliği yapabileceğini de unutmamak gerekir. Sadece tanı aşamasında değil tedavinin etkin ve başarılı olmasında da hastanın rolü büyüktür. Hekiminin önerilerine uyması ve takiplerine düzenli gitmesi önemlidir. Spor yaşamının bir parçası olmalıdır." DHA


 

 

Editör: Haber Merkezi