MEDSTAR Topçular Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Op. Dr. Yenal Erten, 'göz tansiyonu' olarak bilinen 'glokom'un göz sinirinde ilerleyici hasara yol açan bir hastalık olduğunu belirterek, "Glokom, yavaş ilerleyen ve geri dönüşü olmayan görme siniri hasarına ve sonuç olarak görme kaybına yol açarak körlüğe neden olur. Bu nedenle yılda en az bir kez kontrole gidin" dedi.

Göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, göz içi basıncının uzun süre yüksek olması nedeniyle görme sinirine zarar veriyor. Görme siniri; gözün arkasından çıkarak beyne gidip bilgilerin gözden beyine taşınmasında rol oynadığından erken tanı konması büyük önem taşıyor. Sinsi ilerleyen hastalık genellikle 40 yaşında sonra görülüyor. Medstar Topçular Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Op. Dr. Yenal Erten, 12 Mart Dünya Glokom Günü nedeniyle göz tansiyonu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

 

 

40 YAŞINDAN SONRA YILDA BİR KEZ KONTROL ŞART

Glokomun yavaş ilerleyen ve geri dönüşü olmayan görme siniri hasarına ve sonuç olarak görme kaybına yol açarak körlüğe neden olduğunu kaydeden Dr. Erten, "Glokom için tam bir tedavi yoktur ve görme kaybını geri getirmek mümkün değildir. Yine de erken tanı ve doğru tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir veya geciktirilebilir. 40 yaşından sonra yılda bir kez rutin göz kontrolü yaptırılması önemlidir. Aile öyküsünde glokom gibi ciddi göz hastalığı olan kişiler ise 6 ayda bir uzmana görünmelidir" dedi.

 

BELİRTİ VERMEYEBİLİYOR

Dr. Yenal Erten, hastalığın ortaya çıkma riskinin ileri yaş hastalarda daha fazla olduğunu söyledi. En önemli risk faktörünün, ailede glokom öyküsünün bulunması olduğuna işaret eden Dr. Erten, "Bunun dışında diyabet ve tansiyon hastalarında gelişen 'ikincil glokom' denilen bir göz tansiyonu tipi daha vardır. Bu hastaların glokoma yakalanma riski fazladır. Göz tansiyonu çok yükseldiğinde göz ve baş ağrısı şikayetlerine neden olabilir. Bunun dışında başlangıç evresindeyken yani görme sinirlerinde neredeyse yüzde 50 hasar meydana gelmeden belirti vermeden ilerleyebilir" diye konuştu.

 

 

GÖRME SİNİRLERİNE ZARAR VERİYOR

Glokomun göz tansiyonu olarak bilinse de sadece göz tansiyonun ölçülmesinin tanı için yeterli olmadığına işaret eden Dr. Yenal Erten, şunları dedi:"Çünkü göz tansiyonun yüksek olmadığı glokom türleri de vardır. Bu tipteki glokomda görme sinirlerinde aynı hasarı meydana getirir fakat göz tansiyonun yüksek olmasına neden olmayabilir. Rutin bir göz muayenesinde hastanın görme keskinliği ve göz tansiyonu ölçülmektedir. Bunun dışında göz arkasındaki göz sinirinin yapısı da değerlendirilmektedir. Burada sinirin ortasından çıkan damarların oluşturduğu 'kap' olarak adlandırılan çukur bir alan vardır. Bu kapın diske olan oranına bakıldığında, göz tansiyonu açısından bir genişleme varsa hastada glokomdan şüphelenilmektedir."

 

GÖZ DAMLALARI İLE TEDAVİ ŞANSI VAR

Dr. Ertem, muayenede göz tansiyonu yüksek ölçüldüğünde gözün kornea denilen saydam tabakasının kalınlığına bakılması gerektiğine değindi. 'Pakimetri kalınlığı' olarak adlandırılan bu kalınlığın, göz tansiyonun normal değerden daha fazla çıkmasına neden olabildiğine işaret eden Dr. Erten, "Tanı için ayrıca periferik görme alanında daralmayı değerlendirmek için bilgisayarlı bir görme alanı testi uygulanılmaktadır. Glokomda, göz tansiyonun değerinin çok üst sınırlarda olmadığı durumlarda öncelikle ilaç tedavisine başvurulmaktadır. Burada topikal yani göze damlatılan ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlarla göz tansiyonu normal sınırlara çekilmeye çalışılır. İlaç tedavisi sırasında hasta belli aralıklarla takip edilmektedir" dedi.

 

 

GÖZÜN MEVCUT DURUMU KORUNMALI

İlaç tedavisiyle göz tansiyonu normal sınırlara çekildiği takdirde hastanın ömür boyu ilaç kullanması gerektiğini anlatan Dr. Yenal Erten, "Göz tansiyonun ilaç tedavisine rağmen düşmediği durumlarda ise cerrahi yöntemlere başvurulabilmektedir. Buradaki seçenekler lazerle glokom tedavisi ya da trabekülektomi denilen göz ameliyatıdır. Glokomun ilaçlı ya da cerrahi tüm tedavilerinde amacın gözün mevcut durumunu korumak olduğu unutulmamalıdır. Hastalığın neden olduğu görme kayıplarının geri dönüşü olmadığı aklıda tutularak rutin göz muayeneleri ihmal edilmemelidir" diye konuştu. DHA

 

Editör: Haber Merkezi