Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde yapılan toplantıda Suriye özelindeki gelişmeleri ele alan Çavuşoğlu; İsrail, Filistin, Lübnan, Gazze ve bölgenin geri kalanında yaşanan sorunları, Türkiye’nin rolü ve etkisini anlattığı toplantıda Suriye’nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasının önemini dile getirdi.
NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu Suriye’de başta PKK ve DAEŞ olmak üzere terör örgütlerinden tamamen arındırılmasına da dikkat çektik.
İsrail’in bölgede savaş suçu ve soykırıma varan saldırgan politikalarını da konuşan Çavuşoğlu İsrail’in hukuk önünde hesap vermesinin de şart olduğunu vurguladı.
“Daha Adil Bir Düzen İçin Uluslararası Sistemin Reform İhtiyacı”
Ak Parti Antalya Milletvekili, NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı ve önceki dönem Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu toplantı ile ilgili olarak şu bilgileri paylaştı; “Bugün Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde değerli hocalarımız ve öğrenci arkadaşlarımızla bir araya gelerek, güncel uluslararası gelişmeler hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Hızla değişen küresel ve bölgesel güç dengelerini, ihtilafları ve bunların çözüm süreçlerini, daha adil bir düzen için uluslararası sistemin reform ihtiyacını konuştuk.
Esad yönetiminin muhaliflerin ilerlemeye başlamasından sonra 10 gün gibi kısa bir sürede sona ermesinin temel nedeninin, rejimin siyasi çözüm yerine askeri çözüm istemesi olduğunun altını çizdik. Halkın, meşru taleplerini görmezden gelen ve temel ihtiyaçlarına dahi yanıt veremeyen rejimin arkasında durmadığını ifade ettik.”
“Suriye’nin Birliğinin Ve Toprak Bütünlüğünün Korunmasının Önemi”
“Suriye yeni bir döneme doğru ilerlerken, ülkelerinin geleceğine Suriye halkının karar vereceğine, kalıcı barış için halkın tüm kesimlerini kucaklayacak, toplumun meşru beklentilerini karşılayacak, kapsayıcı bir yönetim tesis edilmesi gerektiğine işaret ettik. Suriye’nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasının önemini dile getirdik.
Esad rejiminin yıkılması Suriye’nin yeniden inşası için bir fırsat sunarken, geçiş döneminin doğurabileceği risklerin de iyi yönetilmesi gerektiğinin altını çizdik. Ülkenin başta PKK ve DAEŞ olmak üzere terör örgütlerinden tamamen arındırılmasına, bölgemiz için bir istikrarsızlık kaynağı olmaktan çıkmasına, Suriye halkının barış, güven ve refah içinde yaşayabileceği, devlet kurumlarının etkin şekilde işlediği bir yapıya kavuşmasına ve yıllardır yabancı ülkelere sığınan mültecilerin gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde yurtlarına dönebilmelerinin sağlanmasına dikkat çektik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ilgili tüm kurumlarımızla birlikte yürütmekte olduğumuz, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına, barış ve güvenliğin tesisine ve ülkenin yeniden inşasına yönelik çalışmalarımıza tüm bölgesel ve küresel aktörlerin destek vermesinin önemini vurguladık. Programda Ortadoğu’yu ve İsrail’in bölgede savaş suçu ve soykırıma varan saldırgan politikalarını da konuştuk.
İsrail’in Gazze’de mezalime ve hukuk tanımazlığa devam ederken, cezasız kalmanın özgüveniyle saldırganlığını Lübnan, İran, Suriye ve tüm bölgeye yayma girişimlerinin doğurduğu güvenlik risklerini ele aldık.
İsrail’in asıl amacının Filistinlileri kendi topraklarından göçe zorlamak olduğunu kaydettik. BM’in Filistin meselesinde etkisiz kaldığına, uluslararası hukukun ve insani değerlerin büyük yara aldığına dikkat çektik.
Uluslararası toplumun, saldırılarına son vermesi için İsrail’e daha etkili şekilde baskı yapması gerektiğini, İsrail’in hukuk önünde hesap vermesinin de şart olduğunu vurguladık."
Haber: Osman Türkçe