Avukat Rasim Demirkan; “İlçemizin son 20-25 yılda, komşumuz Manavgat başta olmak üzere Alanya ve hatta Gazipaşa gibi sahil şeridinde bulunan ilçelerinden fersah fersah geride kaldığını görüyoruz.

Avukat Rasim Demirkan geleneksel yıllık basınla buluşma toplantısını Pazartesi günü yaptı. Serik Belediyespor eski Başkanı iş insanı Ali Aksu’nun da katıldığı yemekte Demirkan, Serik’in için birlik ve beraberlik içerisinde neler yapılabileceği konusunda açıklamalar yaparak Serik’te özellikle sosyal projelerin hayata geçirilmesi için bir platform kurulması çağrısında bulundu. İlk yapılacak olan işlerden ikisinin ‘Huzur Evi ve Aşevi’ olabileceğini ve bu konuda Serik Belediyespor eski Başkanı iş insanı Ali Aksu ile birlikte göreve hazır olduklarını belirten Demirkan oluşturulacak platformla benzeri projeleri de Serik’te yaşayanların hep birlikte yapabileceklerini ifade etti. Ortak sevdanın Serik olduğunu dile getiren Avukat Rasim Demirkan Serik ile ilgili olarak, Serik’i yönetenlerin, siyasi parti yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, eski belediye başkanlarının, muhtarların, esnafların, iş adamlarının ve bütün Serik kamuoyunun bir araya gelebilmesi gerektiğini altını çizdi.

“Fersah fersah geride kaldık”

Avukat Rasim Demirkan geleneksel yıllık basın buluşmasında şu açıklamaları yaptı; “Serik olarak doğal güzelliklere, olduğu kaynaklara ve ekonomik fırsatlara sahip bir ilçeyiz. Ancak ilçemizin son 20-25 yılda, şehircilik ve mimari olmak üzere eğitim, kültür, sosyal dayanışma, sosyal tesisler, ekonomi ve diğer hayat standartlarını yükselten faaliyet ve hizmetlerde komşumuz Manavgat başta olmak üzere Alanya ve hatta Gazipaşa gibi sahil şeridinde bulunan ilçelerinden fersah fersah geride kaldığını görüyoruz. Biliyor ve inanıyoruz ki bu durum hepimize elem ve acı vermenin yanında utanç ta veriyor. Hani bir laf vardır ya ‘Un var, yağ var, şeker var, ama helvayı herkes yapamaz’ diye. Helvayı bile yapabilmenin yolu ‘Nasıl yapıldığını bilmekten geçer.’ Nasıl yapıldığını bilmek için öğrenmek gerekir. İyi helva yapabilmek için ayrıca tecrübe de gerekir.”

“Bilgi olmadan fikir sahibi olmak imkansızdır”

“Bir şehrin çarpık yapılaşmasının önlenmesi, eğitimin gelişmesi, insanların hayat standartlarının artması, ekonomisinin düzelmesi iyidir. Ama ondan önce o şehirde yaşayan insanların “Kaderde, kıvançta, tasada ve sevinçte” ayni ruh halini birlikte yaşayabilmesini sağlamak zorundayız ki bunu sağladığımız anda hemşehri oluruz, paylaşmanın mutluluğunun tadına varırız. Paylaşmanın mutluluğunun tadına varanlardan oluşan bir toplumda nezaket ve zerafet kendiliğinden gelişir. Nezaket ve zarafetin geliştiği toplumların bireyleri bir birlerinin haklarına el atmaktan imtina eder. Nezaket ve zarafet, bilgi toplumu olmak için atılması gereken ilk adımdır. Bilgi olmadan fikir sahibi olmak imkansızdır. Bilgi sahibi olmaya giden yol ise okullardan, kütüphanelerden ve kaliteli eğitimden geçer. Tabi önce kişi okumanın, geleceği kurmanın olmazsa olmaz koşulu olduğunun ayırdına varabilme olgunluğuna kendisi ulaşmalıdır.”

“Binlerce üniversite mezunumuz var”

“Kitap, dergi, gazete ve makale okumayan, güncel olayları takip etmeyen, ilçe, ülke ve dünya sorunlarına duyarsız kalan. Hızla gelişen bilişim teknolojisini yakından takip etmeyen bu teknoloji ile tarım dahil üretim alanlarını entegre etmeyen, çocuk ve gençlerinin eğitim ve öğretim gördüğü okulları bu teknoloji ile donatmayan sadece teknoloji ile donatmanın da yetmeyeceğini düşünemeyen yöneticilerin yönettiği en küçük yerleşim biriminden başlayarak en büyük toplumsal aygıt olan devletler dahi asla gelişemez, geri kalırlar ve çökerler. Ama ilçemizde ama ilçemiz dışında ikamet eden belki 10 bin ve belki de 20 bin fakülte ve yüksekokul mezunu insanımızın bulunduğunu tahmin etmek hiç te güç değildir.”

“Kem-kötü söz sahibine aittir”

En büyük sorun, ilçemizde hemşehrilik duygusunun gelişmemiş olmasıdır. Hemşehri olabilmemizin birinci ve olmazsa olmaz koşulunu yukarıda nezaket ve zarafet olarak belirtmiştik. Lütfen sokağa çıktığınızda, 2-3 kişinin bir arada olduğu bir ortamda sohbet ederlerken kulak misafiri olun, %80-90 oranda ağızlarından mutlaka küfür çıktığını duyar ve görürsünüz. Küfür ve hakaret eden kişileri, kendi gıyaplarında da en değerli varlıkları olan anasına, sevgili eşine ve biricik kız ve kızlarına, acımasızca sövüldüğünü veya sövülebileceğini düşünmeye başlattığımız anda, inanıyorum ki insanlara gerek yüzlerine karşı gerekse gıyaplarında küfür ve hakaret edenlerin, o küfür ve hakareti yapanların bizzat kendi değerli annesi, sevgili eşi ve kızlarına da edilebileceğinin bilincine vardırabilir, küfür ve hakaretten vazgeçirebiliriz. Çünkü, kem-kötü söz sahibine aittir. Ancak hiç kimse hemşehrilik duygusunu sokakta anlaşıldığı şekilde yorumlayarak, kendileri gibi düşünmeyenleri aşağılayan ve dışlayan bir duygu olarak algılamasın. Bu şekildeki düşünceye hemşehrilik değil şovenizm denir. Hemşehrilik; ayni ülkede, aynı belgede veya ayni ilçede yaşayan insanların “Din, ırk, mezhep, dil, etnik ve renk ayrımı yapmaksızın kaderde, kıvançta ve tasada ayni duyguları paylaşabilme hasletine sahip olabilmeyi ve onu her hal ve şart altında taşıyabilmeyi gerektirir. Hemşehrilik; Birlikte yaşadığı insanların hak ve menfaatleri ile kendi çıkarları çatıştığında hiç tereddüt etmeden bireysel çıkarlarından toplum ve yaşadığı şehir adına feragat edebilmektir. Hemşehrilik duygusunun gereği gibi gelişmesinin sonucunda o ilçede, o şehirde veya o ülkede yaşayan insanlar aidiyet duygusunu kazanır.”

“Aidiyet duygusu”

“Aidiyet duygusunun kazanan insanlar, bulundukları çevredeki sosyal sorunlara asla duyarsız kalamazlar, sorunların çözümü için maddi, manevi ve fikri katkı koymaktan asla kaçınmazlar, bireysel sorumluluk duygusu giderek toplumsal sorumluluğa evrilir ki bu durumda toplumu oluşturan bireylerin çoğunluğu işbirliği içinde ve birlikte hareket ederek bulundukları çevredeki her türlü sorunun çözümüne katkı koymayı, kutsal bir görev kabul ederek hareket ederler. Aidiyet duygusunu kazanan insanların toplumsal sorumluluk üstlenerek topluma kazandırdıkları her türlü eğitim, kültür, sosyal dayanışma vb. proje ve programlar sonucu ortaya çıkan her güzel sonuç ve eser o ilçenin, o yörenin ve o ülkenin geleceğine bir güzellik katar. O ilçenin, o yörenin ve o ülkenin çocuklarının geleceğini daha aydınlık ve medeni hale getirir. Serik’te yaşayan insanlarımıza öncelikle hemşehrilik ve aidiyet duygusunu geliştirmeli, pekiştirmeli, sağlam ve sağlıklı temellere oturtmalıyız. Biliyoruz ki ilçemizde maddi gücü milyon dolarlarla ölçülebilecek kişi sayısı, ülkenin diğer kesimlerine göre oran olarak oldukça fazla hemşehrimiz var.”

“Huzur evi ve aşevi”

“Keza gerek ilçemizde ve Antalya merkezi ile ülkemizin değişik kentlerinde ve hatta yurtdışında yaşayan iyi eğitimli ve iyi donanımlı ve liyakat sahibi her meslekten insanımız var bizim. Biz o değerlerimizi ilçemizin kalkınmasına fikir, proje, yatırım ve her türlü katkı koymak, sorumluluk almak üzere teşvik ve tahrik etmeliyiz.

Öncelikle ilçemiz ve ilimiz bazında yani elimizi uzattığımızda dokunabileceğimiz kadar yakın, bir tebessümümüzle ilçemiz için elini taşın altına koymaya hazır değerlerimizi harekete geçirmeliyiz. Örneğin, Hizmete bir süre önce sosyal medya ve özel sohbetlerde dile getirdiğimiz, ‘Huzur Evi ve Aşevi’ ile başlayabiliriz. Ki biz sevgili kardeşim Ali Aksu ile birlikte bu konuda maddi ve manevi olarak önemli katkı koymak isteğimizi Sayın Belediye Başkanı Enver Aputkan’a, Belediyemiz tarafından tahsis edilecek ve gerçekten “Huzurevindeki insanların huzur bulabileceği ortama fiziki olarak katkı koyacak bölge ve miktarda arsa talebimizi” sözlü olarak ilettik. Kendileri bu konuda yardımcı olabileceklerini ve olumlu baktıklarını sözlü olarak ifade ettiler.”

“Devlet Hastanesi poliklinikleri… Bisiklet yolu”

“Serik Devlet Hastanesi polikliniklerinin yetersizliğini Serik Devlet Hastanesi giden, gitmeyen herkes biliyor. O konuya el uzatabilir, maddi ve manevi katkı koyarak yeterli hale getirebiliriz. Önümüz yaz sezonu, sağlık için sporu bisiklete binmesini bilen her yaştaki insan yapabilir, Serik merkezden Belek ve Boğazkent’e gidilebilecek ve çok basit düzenlemelerle gerçekleştirilebilecek “Bisiklet yolunun” yapımını Serik Belediyesine yapacağımız ısrarlı talep ve işbirliği ile gerçekleştirilmesine katkı koyabiliriz.”

‘Paylaşmanın mutluluğunu tatmak’

“Yukarıda bahsettiğimiz sosyal projeler ve ilçemiz için ilçemiz halkı ile istişareler ederek diğer sosyal projelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesi için aranan tek koşulun, katılan herkesin aidiyet duygusunu en üst seviyede yaşaması, katılma amacı sadece ve sadece ‘Paylaşmanın mutluluğunu tatmak’ olan hemşehrilerimizden oluşan bir yapının, ilçemiz Kaymakamlık makamı, İlçemiz Yerel yönetimi başkanı, Sivil Toplum Kuruluşlarının katkılarıyla bir an önce oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Düşüncelerimizi, öncelikle sizler Serik basınının mümtaz şahsiyetleri eliyle ve basın yoluyla kamuoyuna ve ilgilenebilecek tüm duyarlı kişilere duyurmak istiyoruz.”

Haber: Osman Türkçe

Editör: Haber Merkezi