İNSANIN kendinden elde edilen iki ürün olan PRP ve PRGF'nin ortopedide kullanım alanlarını anlatan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Köken, “PRP ve PRGF, eklemlerin yüzeylerindeki kıkırdak adı verilen yumuşak dokunun harabiyetinin iyileştirilmesi ve tendon hasarlarının tedavisinde önemli yöntemler olarak öne çıktı" dedi.

Tıpta uygulanan PRP yönteminin son 10 yılda, PRGF'nin ise son 3-4 yılda ortopedistler için eklemlerin yüzeylerindeki kıkırdak adı verilen yumuşak dokunun harabiyetinin iyileştirilmesi, kasın kemiğe tutunma bölgeleri olan tendonların hasarlarında hızlı iyileşmenin sağlanmasında önemli bir yardımcı tedavi yöntemi haline geldiğini belirten Doç. Dr. Murat Köken, bu hastalıkların artışındaki temel nedenlerin hareketsiz yaşam, artan obezite, amatör sporcu sayısının artması ve sahip olduğumuz genetik faktörler olduğunu işaret etti.

'VÜCUDUMUZ KENDİNİ İYİLEŞTİRME GÜCÜNE SAHİP'

Her iki tedavide de temelde insan vücudunun kendini iyileştirme mekanizmasının kullanıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Köken, “İnsan vücudunun kendini tamir etmek için hücre dediğimiz en küçük yapıtaşında -ki PRP veya PRGF'de tamir elemanlarının elde edildiği hücrenin adı platelet (diğer adı ile trombosit)- ve hali hazırda içinde bulundurduğu büyüme faktörleri, konsantre hale getirilir ve bu büyüme faktörlerini taşıyan hücreler veya büyüme faktörlerinin doğrudan kendileri hasarlı dokuya iyileşmeyi kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla verilir. PRP veya PRGF ile verilen kişinin kendi plazması, anti-inflamatuvar bir rol oynaması yanı sıra kişinin kendi ürettiği biyolojik aktif moleküllerin, yani büyüme faktörlerinin çoğalmasına dayanan rejenerasyonu hızlandıran süreci yönetir. İnsan dokusunun kendini tamir etme özelliğine destek, yine insan dokusunun kendisinden elde edilir" diye konuştu.

GENİŞ BİR HASTALIK GRUBUNDA UYGULANIYOR

Ortopedi alanında PRP ve PRGF yöntemlerinin geniş bir hastalık grubunda tedavi amaçlı kullanıldığını belirten Doç. Dr. Murat Köken, hastaya özgü tercih ile mutlaka ehil ellerde planlanması gereken PRP ve PRGF uygulamalarının temel olarak kullanıldığı hastalıkları ise şöyle sıraladı; "Tenisçi ve golfçü dirseği, tenosinovitler. Aşil, kuadriseps, patellar tendinit. Topuk dikeni. Omuz rotator manşet problemleri. Adduktor tendinit, biseps tendiniti. Diz bağ yaralanmaları (ön çapraz bağ, iç yan bağ vb). Diz osteoartriti (diz kireçlenmesi). Kas yaralanmaları. Kıkırdak onarımı veya cerrahi tedaviye destek amaçlı; yardımcı bir tedavi yöntemi olarak kullanımı da oldukça sıktır ve önerilir."

HER İKİ TEDAVİNİN DE ARTI VE EKSİLERİ VAR

Hasarlı bölgenin tespiti veya hastalık tanısının konulması sonrasında PRP mi PRGF mi uygulanacağına hekim ve hastanın ortak karar vermesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Murat Köken, iki uygulama için bilinen artı ve eksileri şu şekilde açıkladı; "PRGF; aktivitesini gerçekleştirmek için hazırlanmış büyüme faktörleri içerdiğinden etkinliği enjeksiyonu yapar yapmaz başlar. PRP'de ise verilen trombositlerin içindeki büyüme faktörlerinin salınması için hem zaman hem de ortam gereklidir ve ne kadar büyüme faktörü salınacağını kestirmek mümkün değildir. PRGF; doğrudan ve yüksek miktarda büyüme faktörleri ve biyolojik aktif moleküller (sitokinler) içerir. PRP'de ise elde edilen üründeki trombositlerden aktive olup salacağı büyüme faktörü kadar elde edilebilir. PRP; hastadan kan örneği alındıktan sonra yaklaşık 20 dakika süren bir işlem sonrası derhal uygulanmalıdır. PRGF ise 3 saatlik bir aktivasyon periyodu gerektirir. PRGF; PRP'ye göre aktive edici maddelerin kullanımı nedeniyle daha pahalı bir uygulamadır."

HASTA İÇİN KONFORLU VE AĞRISIZ YÖNTEMLER

PRP ve PRGF'nin bir ilaç olmadığının, kişinin kendi kanı dışında başka bir madde içermediğinin altını çizen Doç. Dr. Murat Köken, şu bilgileri paylaştı; “PRP ve PGRF'nin etkisi ilaçların aksine uygulandığı bölge ile sınırlıdır. Böbrek, karaciğer ve midede yan etkilere yol açmaz. Kortizon içermez. İnsanın kendi kanından elde edildiğinden alerji geliştirme riski çok düşüktür. Başka birinin kanını almadığınız için; Hepatit, AIDS gibi kan yolu ile bulaşan hastalıkların taşınması riski ortadan kaldırılmış olur. PRP ve PGRF; hasta konforunun çok yüksek olduğu, ortopedik cerrahlar açısından ise pratik ve hızlı uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. Ehil ellerde uygulanırsa ağrısızdır. PRP ve PRGF uygulamasının kaç kez yapılması gerektiği konusunda kesin bilimsel kanıtlar yoktur. Bazı durumlarda tek bir uygulama yeterli olurken, hastalığın cevabına göre 2 ya da 3 defa birer hafta arayla tekrarlanabilir. PRGF için de aynı öneriler geçerli olup; hastanın cevabına göre 1 hafta ara ile tekrarlanabilir. PRP ve PRGF uygulaması sonrası hemen günlük yaşamınıza dönebilirsiniz. Bir başka önemli nokta ise özellikle profesyonel sporcular arasında oldukça popüler bir konu olan doping testlerini etkileyip etkilemeyeceğidir. PRGF ve PRP'nin kas iskelet sisteminde enjeksiyon olarak kullanımı, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA, World Anti-Doping Agency) yasaklı madde ve uygulamalar kapsamından çıkartılmıştır ve doping olarak kabul edilmemektedir. İdrarla atılan bir ilaç olmadığı için doping testlerinde tanımlanması mümkün değildir." DHA

Editör: Haber Merkezi