İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, barınma ihtiyacı ve inşaat sektöründeki öne çıkan sorunları gündeme taşıdı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Milletvekili Kaya, konut ve barınma ihtiyacının Anayasa ile her vatandaşa sağlanması gereken bir hak olduğunu belirtti. Kaya sözlerinin devamında, “Ülkemiz derin bir barınma krizinden geçiyor. Daha önce ben dahil birçok milletvekilinin ve sizlerin de dile getirdiğiniz bu sorun her geçen gün daha da derinleşti. Anne, baba ve 2 çocuktan oluşan bir hanenin 120 metrekare büyüklüğünde ortalama bir ev kiralamak istediğini düşünelim. BETAM'ın Kasım 2023 verilerine göre böyle bir konutun kirası ülke genelinde ortalama 15 bin 408 TL, Antalya'da 17 bin 328 TL, İstanbul'da ise 20 bin 4 TL'dir. Kira fiyatları dikkate alındığında asgari ücretin yetersiz olduğu sonucu da çıkmaktadır ancak daha büyük olan mesele barınmanın maliyetinin oldukça yüksek olmasıdır" ifadelerini kullandı.
'EV SAHİBİ OLMAK HAYAL OLDU'
Kaya, “Konut fiyatlarının geldiği noktada, bir ev sahibi olma düşüncesi hayal olmuştur. Merkez Bankası'nın konut fiyat endeksi verilerine göreyse son 4 yılda konut fiyatları Antalya bölgesinde yüzde 1217, Muğla bölgesinde yüzde 1108, ülke genelinde ise yüzde 874 arttı. Bu, Antalya'daki konut fiyatlarının son 4 yılda her yıl ortalama yüzde 90,5 artmış olması anlamına geliyor. Dolar bazında bile her yıl ortalama yüzde 28,6 artış yaşanmış" diye konuştu.
'İNŞAAT MAALİYETLERİ HAD SAFHAYA ULAŞTI'
İnşaat maliyetlerinin artmaya devam ettiğine dikkat çeken Kaya, şöyle dedi: “İkamet amaçlı binaların inşaat maliyeti, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,5, geçen yılın aynı ayına göreyse yüzde 65,4 artmıştır. Dolar bazında bile inşaat maliyetlerinde son yılda yüzde 10'luk bir artış söz konusudur. Dolayısıyla konut fiyatlarındaki artışın bariz olan nedenlerinden biri inşaat maliyetlerindeki sürekli artıştır. Peki, bu maliyet artışlarıyla karşılaşan inşaat sektörünün başka problemleri yok mu? TL cinsinden varlıkların getirisinin düşük ve kredi genişlemesinin yüksek olduğu dönemde neredeyse tüm tasarruf sahipleri gayrimenkul, otomobil alımına yönelmiş ve bu varlıklar birer yatırım aracı haline gelmişti. Bu da çoğu inşaat firmasının yeni projelere başlamasını tetiklemişti. Para politikasında rasyonele dönüş adımlarının atılmasıyla beraber sektörde ciddi bir durgunluk başladı. Çoğu inşaat firması başladığı projeleri bitirememe, bitirdiği konutları satamama durumuyla karşı karşıya kaldı. İnşaat sektöründeki işyerlerinin yüzde 82,2'sinin mikro, yüzde 15,6'sının küçük ölçekli olduğu da unutulmamalıdır. Yani sektördeki firmaların yüzde 97,8'i zaten sermaye yetersizliği, borç çevirememe gibi problemlerle uğraşmaktadır." DHA