Bir sağlıkçı arkadaşımla bir sebeple buluşmuştuk, temassız ve mesafeli şekilde. Belki de her vatandaşın muhakkak hatırlayacağı tek Sağlık Bakanı Fahretttin Koca'nın ta başta söylediği gibi. Koronayla mücadelede en önemli etken, maske-mesafe-hijyen. Arkadaşımı uğurlarken gözlerine baktım ve öylece kaldım. Ellerim gayri ihtiyari tıpkı arkadaşım gibi kucaklaşmak için açıldı. Lakin öylece kaldık. Kavuşmayı ezberlettiğimiz vücudumuzu bilinçli düşünceyle geri çektik. 'Ama ben oksitosin açlığı çekiyorum' diye diye uğurladım arkadaşımı. Öyle ya sarılmak, strese karşı dengeleyici görevi olan oksitosun hormonunu salgılayarak bize bir rahatlama ve güven veriyordu. Ve şimdi açtık, sarılamadıkça. Hatta yoksunduk. Kaçamak yapmasak, krizine bile girebilirdik. Ne acı: Çoğumuz sevdiklerimize korkusuzca ‘bağlanamadık' 2020'de.

Bi bit artık 2020 derken, 2021'in dördüncü günündeyiz. Zamanın, maraton koşucusundan daha hızlı yol aldığı bir devirde, yılın ilk gününde 'ee her şey aynı, değişen bir şey yok' demek beklentilere ket vurmak olsa gerek. Evet kabul zaman hızlı, değişim de hızlı olsun arzusundayız ama ‘sabır' hüsran olması muhtemel günlerin tek kurtarıcısı. Bir de umut. Umutsuz insan, küfreden insan ‘değersizliğinde'. Bizim hamurumuzdaki umut kıta kıta dolaştı da çok şükür kaybolmadı. En saf haliyle yüreğimizde. Kabul, bazen tozlanıp çamura bulandığı oluyor ama, değerinden bir şey kaybetmiyor.

2021'i umudun dilekleriyle karşıladık. En çok tabi ki 2020'de eksikliğini iliklerimize kadar hissettiğimiz sağlığı diledik. Yeni başlangıçlar, yepyeni güzellikler, iyilikler, umutlar olsun dedik. Huzur, başarı ama illa mutluluk gelsin arzuladık. Korona bitsin, şiddetin her türlüsü yeryüzünden silinsin dedik. Özgürlük, adalet, saygı, sevgi daim mesken tutsun ülkemizi dedik. 2021 öyle ayrıcalıklı bir yıl ki gözümüzde, bazılarımız ' sağ ayakla ve besmeleyle' girelim diye mesajlar gönderdi. Bunlar hep, umuttandı. Düşünsenize, sevdiklerimizle fiziken de kucaklaşabildiğimiz bir yıl olsa 2021, değmez mi bunca beklentiler yüklememize. Ben en çok 2021'e hoş geldin dedim. Biliyorum yıllar sadece Dünyamızın güneş etrafında bir tur atması ama 2020 turunda gördük ki o tur bir gün tamamlanamayabilir. Dilerim ki, 2021 turu her yönüyle ‘şifalandığımız' bir tur olur. Ne diyordu şair, 'Umutsuzluk yok./ Gün gelir gül de açar, bülbül de öter.' Özelde ve genelde çiçeklerimiz de açsın bahar bahçe, şarkılarımız da söylesin mutlu mutlu. Ben, gün geçtikçe enerjisini kaybeden dünyada yaşadıkça, ‘umudu' yanımdan ayırmamayı seçiyorum. Güzelliğe ama en çok da iyiliğe illaki yüz güldürmeye açık olduğumu tekrarlıyorum. Kıyamet kopana değin istikametimi, ruhundan parça taşıdığım Allah'a yönelişle sağlamlaştırmayı niyet ediyorum. Yaşadıklarımızın karasında istikameti kaçmış gönüllerimizi ‘samimiyete' ayarlamalı, orada sabit kalması için yaraşan gayreti göstermeliyiz diye temennide bulunuyorum. İnsanız, ayarsızlığımız elbet olacak ama güven duyduğumuz dağ, hep içimizde olduğu sürece mesele hallolmuştur. Niyetiniz hayırsa, akıbetiniz de hayır olur.

Yeni yılın da Rabb'i olan Allah'tan yepyeni güzellikler, yepyeni iyilikler ve yepyeni mutluluklar diliyorum hepimiz için. Zorluğun yanında bir kolaylık varsa, biz kolay ve ferahlık veren bir yıla talibiz.

Niyet ettik, güzel bir sene yaşamaya: