Gururu katık yapan hüzün gözyaşı olarak döküldükçe hasretlik daha bir artıyor.

Kavuşmamız yakınlaştıkça içimizdeki hasret katmerleniyor.

Hiç görmemiş olsam da hepsini tanıyorum. İsmi dahi bilinmeyen her biri, gönlümün en üst katmanında.

Çanakkale'yi geçilmez kılanların hasreti de her yıl daha bir büyümekte. Görüyorum ki bu her gönülde böyle.

Çanakkale Zaferinin yıldönümü kutlamaları ilçemizde de heyecanla işlendi her yerde olduğu gibi. Her kurum ayrı ayrı gurura gurur kattı.

Anadolu Lisesi'nin programıyla başlayan etkinlikler Cunhuriyet'in coşkusuyla bitti.

Hissettiğim ve paylaşmak istediğim bir şey var; öğrenciler müthiş donanımlılar bu konuda. Yürekleri ‘Çanakkale' ile dolmasa o kadar samimi mimikleri olamazdı.

Gördüm, işittim, hissettim.

He biri ‘Çanakkale Şehitleri'nin hasretiyle yanıyorlar. Her biri içindeki taşan coşkunun heyecanındalar. Ben inanın bu çocuklara hayran oldum. Dünya, teknesine pislikleri katmış çalkalayıp dursa da bizim çocuklar o tarafta değiller. Elbette yetiştiren öğretmenler kutlanmalı bu durumda. Tebrikler, yüreğimizi kabartan yürekler.

Programları kaçıranlar hayatlarında yaşanmışlıklarına eksi koyduklarına yansınlar. Aslında ne garipti gözlemlediğim; programda takımlarını üzerine çekmiş grup grup siyasilerin kendilerini gösterip, gösterileri izlemeyip çekip gidişleri.

Değil mi?

Onların zamanı farklı işliyor. Son günlerindeler, hizmet aşklarını anlatmalarının.

Hoş, ben kendilerine en önden yer ayrılmış İlçede Milli Eğitimin sorumluluğunu yürüten kişiyi de göremedim ya.

Doğrudur. Herkesin zamanını kullanma hakkı kendisine aittir. Ne diyebiliriz ki?

Her yıl hasretimizi kor'layanlara müteşekkiriz. Bu kor içimizi hoş'laştırıyor.

Minnettarlığımızı sunarken Atalarımıza ötelerde Çanakkale'yi unutturmayanlar, yine beraber olacağız.

Minnettarız, özgürlüğün tadını bize yaşatanlara.

Hasretimizi yaşattıran, emeği geçen her yürekliye teşekkürlerimizi sunuyorum.